Bu gelişmeden bir yıl önce, İslam İmparatorluğu’nda Emeviler yıkılarak (750), yerlerine Abbasi sülâlesi gelmişti. Bu durumun gerçekleşmesinde, Horasanlı Türk olduğu söylenen Ebu Müslim’in çok önemli bir rolü oldu. Çünkü Ebu Müslim 745 yılında Emevilerin Horasan valisi Nasr İbni Seyyar’ı yenerek Horasan’dan çıkartmıştı (745). Bu olay Emevilerden memnun olmayan Müslümanlar için bir kıvılcım oldu. (Ebu Müslim’i o bölgedeki milletlerin hepsi, kendi ulusundan biri olarak görüyordu. Bunun nedeni, belki bölge halkının Emevilere karşı duydukları nefretti belki de, ordusunda değişik milletlerden insanların bulunması idi.)
Türklerin yardım istediği sırada Horasan valisi olan Ebu Müslim, Arap liderleri gibi düşünmedi ve komutanı Ziya bin Salih’i gönderdi. Karluk Türkleri (Karahanlılar Devleti’ni kuran ana boydur) ise zaten Çinlilere düşmandı. II. Göktürk Devleti’nin yıkılmasıyla bağımsızlıklarına kavuşmuşlardı. Onlar da olumlu cevap verdiler. Böylece 751’de birleşen kuvvetler, Talas nehri kıyılarında Çin ordusunu ezdiler.
Çinlilerin yok olurcasına yenilmelerinde Karluk ve Yağma Türklerinin Çin ordusunun arkasına sarkmaları ve onları iki ateş arasında bırakmaları etkili oldu. (Hayati Ülkü ise (s.775), Çin ordusundaki Karluk ve Yağma Türklerinin savaş sırasında Arapların tarafına geçtiğini anlatır. Halbuki Karluklar, bağımsızlıklarına kavuştuktan sonra Balkaş gölü civarına çekilmişlerdi. Çinlilerle aralarında Türgişler, Göktürkler ve devlet olarak Uygurlar vardı. Uygurlar ise yıkılan Göktürk Devleti’nin mirasçısı olduklarını iddia ediyorlardı. Dolayısyla, Göktürklere karşı bağımsızlık için isyan eden Karluklara düşmandı. Yani bu iddianın doğru olması ihtimali yoktur.)